Eskiden günümüze pek çok müzik türürü var olmuş ve zamanla bazıları önemini yitirmiş veya çok fzla taraftar toplayamauştır günümüzde bu müziklerin çalınması ve söylenmesi özel eğitimli kişiler tarafından icra edilerek söylenmektedir. Müzikleri bazı ana başlıklarda degerlendirmek mümkün onlarıda azaten aşağıda belirttik ordan bakabilirsiniz.
Kırık Hava
Kırık Havalar, ritmik karakterleri ve ölçüleri belirgin olan ezgilerdir. Ölçüsü 2 / 4 tür. Kırık havanın temposu Alçak Havadan daha hızlıdır. Düzenli bir ritim özelliği göstermekle birlikte geleneksel söyleyiş kalıplarına bağlı olarak icra edilen bir formdur.
Kırık havaların bir çoğu aynı zamanda oyun havasıdır. Kırık hava terimi de uzun hava gibi yaygın kullanılmamaktadır. Bu terim yerine formu belirleyen bazı tür adları kullanılır. Karşılama, Halay, Bar, Horon, Bengi, Zeybek, Semah, Teke Zotlatması bu türlerin bazılarıdır.
Kırık Hava Türleri:
Daha önce yaptığımız tanımda da belirttiğimiz gibi belli bir ritmik yapıyı sürdüren ezgiler olan Kırık Havalara tüm yurt çapında rastlamak mümkündür. Kırık havalar yalnızca sözlü ezgileri değil sözsüz ezgi türlerini de kapsamı içine alır. Yani enstrümantal ezgiler de, kırık havalar bünyesindedir. Bu enstrümantal ezgilerin çoğu zaman bir oyuna eşlik ettiği görülür. Oyun havası teriminin şüphesiz buradan kaynaklandığı bilinmektedir. Ancak sözlü oyun havaları da Türk Halk Müziği repertuarı içinde önemli bir yer tutar. Her yörenin kendisine has çalış ve söyleyiş karakteri vardır. Her yörenin edebi ve müzikal özellikleri ile tavır ve üslubunda farklı özellikler göze çarpar. Bu da o çevrede yaşayanların sosyal yaşamları yörenin coğrafi özellikleri, ekonomik durum v.s. konularla ilgilidir.
DEYİŞLER: Anadolu sahasının hemen her bölgesinde kullanılan deyiş genel olarak sözlü ezgileri tanımlamada kullanılan bir terimdir. Daha özel kullanım alanı ise Alevi-Bektaşi toplulukları arasında söylenen ve şiir itibariyle mutlaka bir aşığa ait olan ezgi kalıpları için kullanılır. Mistik konuları ele alan deyişler olduğu gibi, çeşitli toplumsal konuları içeren deyişler de vardır.
NEFESLER: Daha çok Bektaşi topluluklarının mistik ve sosyal içerikli konuları içeren müzikli ilahilerine bu ad verilmektedir.
İLAHİ: Anadolu’nun her bölgesinde İslam tasavvufunun öğretilerini yaşayan tarikatların ritüellerinde söylenen sözlü ezgilerdir. Ezgi karakteri bakımından herhangi bir sınırlandırma olmaksızın icra edilir. Ancak ezgiler daha çok mistik temaları içermektedirler. Bununla birlikte Kına, düğün gibi ritüellerde okunan mistik temaları içermeyen ilahiler de vardır.
HALAYLAR: Çoğunlukla ezgi ve biçim yönünden bir bölümlü olan halaylar bazen birkaç bölümden de meydana gelebilir. Birden fazla bölüm olduğunda batıdaki süit formunda olduğu gibi bölümler birbirine bağlanarak çoğu zaman gittikçe hızlanmak suretiyle icra edilir. Sözlü ve sözsüz türlerine rastlanan halaylar açık hava ve meydanlarda davul-zurna eşliğinde çalınır ve oynanır. Başlıca halay bölgeleri Kırşehir, Sivas, tüm Güneydoğu Anadolu, Yozgat ve civarıdır. Halaylar ve bölümler kendine özgü yöresel isimler alır. Ağırlama, yanlama, sıkıştırma,ikileme, yeldirme vs.
BARLAR
Barlar Doğu Anadolu'da, Kuzeyde Artvin'de başlayıp, Kars, Erzurum, Erzincan'ın bir kesimi, Ağrı ve Van yörelerinde çalınan söylenen ve oynanan ezgilerdir. Halaylarda olduğu gibi bplümler eğer varsa birbirine bağlı olarak çalınır, söylenir ve oynanır. Sözlü barlar olduğu gibi sözsüz barlar da vardır. Bundan başka kadın ve erkek barları birbirinden ayrı karakter taşır.
Kadın Barı: Çift Beyaz Güvercin, Aşahtan Gelirem
Erkek Barı: Baş Bar, İkinci Bar
SEMAHLAR
Alevi ve Bektaşi topluluklarının dini inançları doğrultusunda çaldıkları, söyledikleri oyunlu ezgilerdir. Yörelere göre değişen isimler alır. Semah, zemah, zamah, zamak vb. Semahların yurt sathında yayılışları konusu bugüne kadar tam anlamıyla ele alınmamıştır. Ancak Alevi ve Bektaşi'nin bulunduğu her yerde elbette semah da olacaktır.
Semahlar kadın ve erkek bir arada dönüldüğü gibi yalnız kadınlar ya da erkekler arasında da dönülebilir. Kişi sayısı en az iki olmak kaydıyla daha fazla da olabilir. Semahlara değişik ebatlarda bağlamalar eşlik eder. Bundan başka Ege ve Akdeniz bölgesinde kabak kemane'nin, Doğu ve Orta Anadolu'da da kemanın semahlara eşlik ettiği görülmektedir. Kemanın çalınma biçimi omuzda değil dizdedir. Bu güne değin ele geçen semahlar içerisinde çok çeşitli usulleri rastlandıysa da bunlardan 9 zamanlı usullerin daha yoğun olarak bulunduğu görülür. Semahlar "Cem" adı verilen toplantıların son kısımlarında çalınır ve dönülür (playing). Bu arada en az bir bölümlü olabildiği gibi birden fazla bölümlü de olabilir. Her bölüm bağımsız deyiş ve nefeslerden oluştuğu için bunların ayrıca söylenmesi de söz konusudur. Semahları şu şekilde bir tasnife tabi tuttuğumuzda;
îl, ilçe, kasaba isimleriyle anılan semahlar: Erzincan Semahı, Keskin semahı, Şiran semahı.
Kuş ve hayvan isimleriyle anılan semahlar : Turnalar Semahı, Kırat Semahı.
Kişi ve topluluk isimleriyle anılan semahlar: Hızır Paşa Semahı, Koyun Baba Semahı, Kırklar semahı, Hubyar Semahı.
ZEYBEKLER
Ege bölgesinin tamamı ile Akdeniz bölgesinin bir kesiminde çalınan ve söylenen oyunlu ezgi türüdür. Kadınlar ve erkekler ayrı ayrı oynarlar. Erkek zeybekleri'nde kahramanca bir eda vardır. Zeybeklerin icrasında Davul-Zurna başta olmak üzere Bağlama ailesi, kabak kemane, darbuka, kaşık gibi enstrümanlar kullanılır. Zeybekler ağır, orta ve hızlı olmak üzere yapısal çeşitlilik gösterir. Yurdumuzun Ankara, Çankırı, Kastamonu gibi illerinde de zeybeklere rastlanır.
TEKE ZORTLATMALARI
Teke bölgesinde çalınan ve söylenen oyunlu ezgilerdir. Hareketli ve hızlı bir oyun karakterleri vardır. Teke zortlatmaları 9 zamanlı örneklerdendir.
HORONLAR (Horan, Horom)
Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yoğunlaşan oyunlu
ezgilerdir. Yapı itibariyle hızlı karakterli oyunlardır. Horonlara eşlik eden saz çoğunlukla kemençedir. Zaman zaman davul, zurna, kaval ve tulum'la da horonlar çalınır, söylenir ve oynanır. 7 ve 9 zamanlı usullerin yanında karma usullerin de horonların bünyesinde yer aldığı görülür.
HORO (HORA)
Trakya bölgesi'nde çalınan ve söylenen oyunlu ezgilerdir. Karşılamalardan farklı olarak 2 ve 4 zamanlı usuller bu türde daha fazladır.
KARŞILAMALAR
Daha çok Trakya ve Marmara ile Karadenizin Giresun, Ordu illeri civarında rastlanan karşılıklı oynanan oyunlardır. Çoğu zaman 9 zamanlı bir usul yapısı ile karşımıza çıkar. Anadolu'nun bazı yörelerinde "karşı-beri", “var-gel” gibi isimler alır.
Uzun hava
Uzun Hava Uzun Hava ya da düz hava hava yakmak yakım yakmak ozannama okumak hava ekmek hava asılmak yüksek hava avaz; çıkışmak kazındırmak koşma koşmak (okumak) mani okumak uzun kayda engin hava gibi terim ve tabirler yurdumuzda halk musikisi çalışmalarının başladığı ilk yıllardan itibaren kullanılmış ve çeşitli bilim adamlarınca çok kereler tanımlanmaya çalışılmıştır.
Uzun hava için; Seyfettin ve Sezai Asaf (1926:3)”Bunları halk şairleri terennüm ederler ki Avrupa musikisinde mevcut olan resitatifin1 mukabilidir. Bu uzun havalar usul ile çalınmaz her sanatkarların arzusuna göre serbestçe çalınabilir.” Gazimihal (1982:192) “Uzun havalar: usulsüz musikilere Anadolu’da umumiyetle bu isim verilir. Muhtelif nevi’leri vardır…” Saygun (1937:60) “…ritm tamamiyle serbest olup; kelimeler “resitatif” e müşhabil bir suretle teganni olunur.” Ataman (1953:677) ise:
rubato “Serbest ağızlar umumiyetle iki şekil gösterir. Ya resitativ’e yakın ağızlardır ki muayyen kalıp ve ölçüde veya kadans halinde icra edilen ses gösterileri yahut da parlando23 diyebileceğimiz tamamen serbest yani söyleyenin kendi arzu ve zevkine göre nağmelerin uzatılıp kısaltılması tarzında (bu tabii her okuyanın yeni bir beste meydana getirmesi şeklinde bir başı boşluk olmayıp yine muayyen bir üslup ve avazı olan bir icra tarzıdır) musiki tezahürleridir.”
demektir. Sarısözen (1962:4) uzun havayı; “Ölçü ve ritim bakımından serbest olduğu halde dizisi bilinen ve dizi içindeki seyri belli kalıplara bağlı bulunan ezgilere “uzun hava” denilir.” Şeklinde açıklamaktadır.
Çeşitli makale kitaplarda yapılan bu tanımların dışında Ataman ve Yönetken uzun havaları gruplara daha ayrıntılı biçimde açıklamaya çalışmışlardır. Ataman (1964) gruplamayı şu şekilde yapmaktadır:
“Uzun havaların tonal ve yapı özelliklerini genel olarak aşağıdaki şekilde göstermek mümkündür.
1) Kelime Ritmine uymak suretiyle bir çeşit (Recitatif)e yakın (parlondo Rubato) yahut (parlondo Reçitativo) diye bileceğimiz cinsten (okuyanın kendi zevkine bırakılmış fakat belli tavır ve üslubuna uyarak çağrılan (icra edilen) serbest ölçülü ağızlar.
2) Kuruluşu birinci tip gibi fakat sonundaki müzik cümlesini asılı bırakarak (Of) (Oy) (Vay) (Vah) gibi uzun veya kısa süren yahut (Oy Oy) (Vah Vah) (Of Of) gibi fakat sesle veya çalgı ile bağlantılı olanlar.
3) Yine birinci tip gibi fakat sesle veya çalgı ile bağlantılı olanlar.
4) Yine aynı tipte başta ortada ve sonlarda kırık hava ile bağlantıları olanlar.
5) Bu tiplere uymayan fakat karakteristik serbest ölçülü (okuyanın keyfine tabi olmayan ağızlar.) Bu tip ezgiler tamamen ritm hisse vermemekle beraber zaman zaman ritme girerler.”
Yönetken (1971) ölçüsüz musikileri şöyle gruplandırmaktadır:
“1) Tamamen ölçüsüz uzun havalar. Bunlar saz refakati olduğu zaman da saz gene ölçüsüz çalar.
2) Aralarında baş ve sonlarında başta orada usulsüz pasajlar olan ezgiler.”
Halk müziğinin araştırması geliştikçe konu hakkında daha geniş bilgi ve yaklaşımların ortaya çıktığını ancak buna rağmen yapılan lamaların tek başına uzun hava konusunu açıklamaya yetmediğini yen Şenel (1991) tüm söylenenlerden bir bütünlük sağlamaya çalışarak havaları şu şekilde açıklamıştır:
“1) Serbest ritmlidir (Ölçüsüz usulsüz serbest ölçülü serbest tartımlı tabirleri yerine…)
2) Dizi ve dizi içindeki seyri belli kalıplara bağlıdır.
3) Kelime ritmine uygun veya bir heceye bir not isabet eden Resitatif (Parloando Reçitative) veya Parlando Rubato tarzdadır.
4) Ritmli ezgilerle iç içe görülebilir: a) Aralarında baş ve sonlarında ölçülü saz kısımları pasajlar olabilir b) Esasta kırık fakat başta orada usulsüz pasajlar olabilir.
5) Kuruluşu 2. maddeye uymakla birlikte sonraki müzik cümlesini asılı bırakan ve tekrarlanan (of vah oy oy) gibi terennüm katmalı olabilir vs.”
Araştırmacıların uzun hava adı altında verdikleri bu örnekler yaratıldıkları ve icra edildikleri bölgelerde değişik isimlerle anılmaktadır. Bunlar genellikle ezgi aşık olay olayla ilgili şahıs mahalli ağız yer ya da yöre edebi tür özel terimler aşiret vb. gibi adlarla belirtilmektedir. Yapılan çalışmalarda uzun hava örneklerinin isimlerinin verildiği çeşit şekil biçim (form) ezgi dizi ve konu gibi birbirinden farklı yaklaşımlarla değerlendirilip ancak yeterli açıklama ve sınıflandırılmanın yapılmadığı görülmektedir. Markoff (1986) ise doktora tezinde topladığı ezgileri iki gruba ayırmıştır.
“1. Vokal melodiler;
a) Bölgesel isimlere bağlı. Maya Bozlak (Türkmen ve Afşar) Hoyrat Barak Yol Havası Gurbet Havası Yayla Havası
b) Etnik ve kabile isimlerine bağlı: Türkmeni. Varsağı Afşar
c) Ağıtlar: Ağıt Mersiye
d) Aşıkların adlarıyla ilgili Garip Kerem Emralı
e) İslami- Tasavvufi Tarikatlarla bağlı: Kalanderi
f) Divan edebiyatından alınmış terimler: Divan Müstezat Semai
2. Instrumental Melodiler;
a) Solo Instrumental: Köroğlu Kerem Gazel Lavik Karakoyun
b) Vokal ve Instrumental Melodiler için giriş (prelüd)ve ara saz (unterlüd) melodiler.: Ayak Açış Gezinti.”
Görüldüğü gibi uzun havalarla ilgili yapılan çalışmalarda “tür unsurlarını tam olarak tespit edememiş biçim ve kuruluş hususiyetleri tematik hususiyetler yeterince tespit edilerek ortaya çıkarılamamıştır.”
Fasıl Müziği Nedir
Fasıl,dindışı Türk musikisi geleneğinde aynı makamda ve çeşitli formadaki eserlerin sıralanmasıyla yapılan konser demektir.Her tabakadan halkın musıki zevk ve kültürüne seslenebilen bir tür olarak yüzyıllardan beri etkinliğini sürdürmektedir. Klasik fasıl sıralaması; “taksim”, “peşrev”, “kâr”, “1.beste”,”2.beste”, “ ağır semai”, “yürük semai”, “saz semaisi” şeklindedir.Zamanla “şarkı” formunun önem kazanmasından sonra, bu geleneksel biçim yerini ağırdan başlayarak, gittikçe hızlanan çeşitli tempolardaki şarkılara bırakmıştır.
Fasıl musıkisi sarayda, Enderun’un kurulduğu dönemden itibaren meşk sistemiyle öğretilmeye başlanmıştır. Saray dışından musıki ustalarınında katılımıyla padişah huzurunda icra edildiğinde “huzur faslı”, “harem faslı” diye adlandırılmıştır. Açık alanlarda ve sarayların divanhanelerinde kalabalık hanende ve sazendelerin katılımıyla icra edildiğinde ise “meydan faslı” , “küme faslı” diye de isimlendirilmiştir.
Fasıl musıkisini icrâ eden topluluk belirli sazende ve hanendeden oluşur.Fasıl topluluğunu tef ’le usul vurarak “serhanende” adı verilen kişi yönetir.
İlahi müzik nedir
İlahi, Allah’ı övmek, O’na dua etmek ve en büyük aşkın Allah aşkı olduğunu belirtmek amacıyla yazılmıs makamla okunan dini tasavvufi halk edebiyatı nazım şeklidir. Arapça kökenli bir kelimedir. Bir başka kullanımı da şaşma ve sitem bildiren ünlemdir.
İlahiler çok eski zamanlardan bu yana dinlerin ve inançların önemli bir parçasını oluşturmuştur. Her dinin ilahilere farklı bir bakışı vardır. Her dinin farklı ilahileri vardır. İlahiler bir dinin kutsal metinlerinin bir parçasını oluşturup, kutsi bir mahiyete sahip olabilir veya sadece o dinin inandığı Tanrı veya tanrısal mefhumları övmek için inananlar tarafından yazılmış, kutsiyeti bulunmayan metinler de olabilirler. İlahiler çoğu dinde din eğitiminin önemli bir parçasıdır. Bazı dinlerde ve inanışlarda ilahi söylemek bir tür ibadettir. Fakat, ilahi söylemek çoğu inanışta belirli ibadetlerin sadece bir parçasını oluşturur.
İlahiler tarikatlere göre değişik isimler alır. Mevlevilerde ayin, Bektaşilerde nefes, Alevilerde deme(deyiş), diğer tarikatlerde de cumhur ve ilahi adını alır.
Mehter Müziği nedir?
M ehter Türk geleneklerinde, bir şenlik aracı değil, azametin, ihtişamın ve görkemli olmanın bir işaretidir. Devletin ululuğu ve kutluluğu, davulların gümbürtüsü ile yankılanır. Türklerin devlet anlayışında, halkın bütünlüğü, devletin yüceliği kavramları çok önemlidir. Bu inanış ve gelenekler, İslamiyet'ten önceki Türk devletlerinde de, Selçuklu ve Osmanlı devletinde de, küçük değişiklerle yer almıştır.
Bu yapıda üç önemli sembol vardır :
Otağ , hakanın veya başkomutanın bulunduğu yerdir. Bu bir savaş alameti olarak ortaya çıkar çünkü otağ yalnızca savaşlarda kurulur.
Hakanın Kösü , yani büyük davul, hakanlık otağını önünde durur ve yalnızca hakana aittir.
Hakanlık Mehteri ise, sancağın altında ve otağın önünde askerleri yüreklendirmek için çalan müzik topluluğudur.
Sancak ve mehter, Türk devletinde birbirinden ayrılmaz çok önemli olgulardır. Mehter vuruşu ile otağdan çıkılır ve savaş akınlarının ilk adımları atılmış olurdu. Türklerin Orta Asya geleneklerinde, devletin başı olan Hakan'ın otağı önünde kurulan büyük Davulun ve Kösün günün belli zamanlarında çalınarak gücünü göstermesine Nevbet (Nevbe) döğme ya da vurma denilirdi. Nevbet döğmek, devletin başı olan Hakanın gücünü dosta düşmana göstermesi ve özellikle düşmanın yüreğine korku salması şeklinde yorumlanırdı.
Osmanlı da sancak gibi mukaddes bir varlık halinde yaşatılan mehter, bağımsızlığın, devlet varlığının önemli bir göstergesi olmasının yanı sıra, meydan savaşlarında, kale kuşatmalarında, deniz savaşlarında düşmana hücum esnasında, vurduğu hamasî havalarla duyguları kamçılar, şahlandırır, askeri şevke getirir, ordunun moralini yükseltirken çıkardığı müthiş gümbürtüyle düşmanın moralini yok eder, onu bozguna uğratırdı. Meydan savaşında, tek bir hakanlık kösü bile, kendi başına bir mehterdi. Hücum ve duraklamaları,hakanlık kösü belirler, davul ve borulardan oluşan mehter, savaşta orduyu yönlendirdi. Savaşta yenilgi, mehterin yağmalanması ile kabul edilirdi. Bu durumda en zorlu savaşlar sancak ve mehter çevresinde olurdu.
Görülüyor ki mehter, savaş alanında, sadece bir müzik topluluğu olmaktan bir anlamda uzaklaşırken barış zamanında müzik yönü daha çok öne çıkıyordu. Barış zamanında mehter, hakanın saltanatının ve devlet hayatının devam ettiğinin bir göstergesiydi. Bunun dışında davul ve mehter, devletin haber ve ilan gibi işlerini de yerine getirirdi.
Osmanlı mehterinde; zurna, boru, kurrenay ve mehter düdüğü gibi üflemeli / nefesli, kös, davul, nakkare, zil ve çevgân gibi vurmalı ya da çırpılan çalgılar yer alırdı. Çalgıların sayısı eşit tutulur ve bu sayıya göre mehterin kaç katlı olduğu belirlenirdi. "Tabl ü alem-i hassa" adı verilen ve en büyük mehter olan Padişah mehteri, dokuz katlıydı. Bunun anlamı, her çalgıdan dokuz adet var demekti. Bu sayı sonraları, on iki hatta on altıya kadar yükselmişti. Padişahtan başka, Vezir-i âzam-ın (Başbakan'ın) Kubbe vezirlerinin (Kabine üyelerinin), Defterdar ve Reisü'l küttab'ın (Maliye ve Dış işleri Bakanı'nın) Mehterhâneleri olduğu gibi, ülkenin çeşitli eyâletlerinde ve kalelerinde de Mehter takımları bulunur ve görev yapardı.
Mehter'in etki gücü Avrupalılar tarafından da değerlendirilmiş ve Mehter örnek alınarak çeşitli Avrupa ülkelerinde Askerî Müzik toplulukları, "Bando"lar kurulmuştur. Gluck, Mozart, Beethoven gibi bestecilerin Mehter'den esinlenerek müzikler yazdıkları da bilinmektedir.
Pop Müzik nedir
Türkiye'de 1945'lere dayanan bir tarihi olan Pop müzik genellikle popüler müzik yerine kullanılsa da asplındopüler müziğin bir alt grubudur. Günümüzde birçok rock Hip Hop R&B ve country türlerine de dokunan pop müzik tam olarak tanımlanmakta zorluk çekilen bir kavramdır.
1980 sonrası Türkiye'de her yapılan çalışma pop olarak adlandırılmaya başlandı. Bunun sebebi pop söyleyen kişilerin Arabesk şarkılar söylemesi pop bestecisi olduğunu söyleyen kişilerin arabeskçilere şarkı vermesi sayılabilir.Bu çalışmalar Arabesk-pop müzik dediğimiz kavramı meydana getirdi.1990 sonrası bu akım yaygınlaştı. Günümüze kadar ulaştı.
1980 öncesi pop müzikte yer alan isimler; Seyyal Taner Neco Atilla Atasoy Coşkun Demir Güzin ile Baha vb. Besteci olarak ise Melih Kibar Çiğdem Talu ve Zeynep Talu'dur.
Nil Karaibrahimgil ve Göksel farklı tarzları(Trip-Hop Rock Vocal Jazz Ambient Electronica Dance Alternative Experimental müzik)(Elektronik müzik) denemektedir.Arabesk-pop yanında bu müziklerde varlığını sürdürmeye çalışmaktadır.
hip Hop Nedir?
Hiphop, 1970' li yıların sonunda Amerika' da gettolardan çıkan zencilerin oluşturduüu bir kültürdür. Bu kültür Rap müziği, Graffiti sanatı, Break Dance ve Dj' liği içerir. Yani en geni tanımıyla Hiphop' u bir ağaca benzetirsek, Rap, graffiti, break dance ve dj' lik bu ağacın dallarını oluşturmaktadır. Hiphop bir müzik tarzı değil bir kültür, bir yaşam biçimidir. Bu yüzden piyasada duyulan "Hiphop müzik", "Hardcore Hiphop" gibi terimler yanlıştır. Yine aynı şekilde "Türkçe Hiphop" terimi yanlış, "Türk Hiphop" terimi doğrudur. Ilk türkce "hiphop" yapan grup alper aga ve kabus kerim´den olusan karakan grubudur.
Siyahi ve Latin Amerika kökenli Amerikalı gençler arasında yaygın bir yaşam biçimi , alt kültür ve popüler kültür.
Kavram genellikle bu yaşam biçiminin aynı adla anılan müzik tarzını akla getirir. 70'li yılların sonlarında ABD - New York'un Bronx ve Brooklyne
Bazılarınca , gençliği depolitize etmek amacıyla özellikle yaratıldığı ve desteklendiği ileri sürülür. Gelir , eğitim ve kültür seviyelerin düşük olduğu Brooklyn ve Bronx gibi semtlerde doğması bu toplum sınıfının sisteme karşı tepkisi olarak da algılanabilir.
Amerikan kültürü'ne has bu akım , dünyanın diğer bölgelerinde de gençler arasında ilgi çekmektedir.
Rock müzik
Rock gibi enstrümanlarla beraber vokal melodi tasıyan popüler müzik formudur. , 20. yüzyılın sonlarında ortaya cıkmış, genellikle elektro gitar, bas gitar ve bateriOrgan ve piyano gibi klavyeli enstrümanlar da rock'ta sıkça rastlanılabilir. Saksafon gibi üflemeli çalgılar rock'ın ilk hallerinde oldukça sık kullanılmış olsa da yeni rock türlerinde nadiren görülürler. Rock tanımı oldukça genel bir tanımdır ve de sınırları kesin bir şekilde belirlenmemiştir. Rock'ın oluşumunda rock and roll ve rockabilly gibi müzik türleri önemli rol oynamışlardır. İngiliz rock'ının 1960larda gelişmesiyle "rock müzik" tanımı yaygınlaşmıştır. "İngiliz Fethi" olarak adlandırılan bir akımla, bu müzik tarzı tekrardan Amerika'da yayıldı ve hatırı sayılır bir etkiyle uluslararasi bir fenomen haline geldi. Rock günümüzde birçok türü altında barındırarak oldukça yaygın olarak dinlenen bir müzik türü haline gelmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı aşağıdan yorumlama biçimi yazan yerden Anonim'i seçip yazabilirsiniz ;)