1 Mayıs 2011 Pazar

Atatür’ün Bütünleyici İlkeleri

Atatür'ün Bütünleyici İlkeleri 


Bütünleyici ilkeler, Kemalizmin temel ilkelerini de var eden kavramlardır. O ilkelerin içlerinde bulunmaktadırlar. Sözgelimi Devletçilik ilkesinde: Tam bağımsızlığın, akılcılık ve bilimselliğin, eşitlikçiliğin, evrenselliğin, gerçekçiliğin, çağdaşlığın, insancıllığın bulunduğunu hemen anlayabiliriz.

Kemalizm, altı ana ilke ve bunları tamamlayan ilkelerden oluşur. Kemalizmi tamamlayan, (ya da bütünleyen) ilkelerin gözardı edilmesi, dikkate alınmaması, bilinmemesi, Kemalizmin özünü yatsımaktır, bilmemektir. Kemalizmin nitelik ve özellikleri bunlar bilinmeden anlaşılamaz.

Kemalizmi daha iyi kavrayabilmek için bu ilkeleri kısa kısa açıklamaya çalışalım :

* TAM BAĞIMSIZLIK :

"Kemalizm hem bir ulusal kurtuluş, hem de bir ulus oluşturma ideolojisidir. Tam bağımsızlık ilkesi, bu ideolojinin odak noktasıdır.

Atatürkçü bağımsızlık anlayışı tümdür. Yalnız siyasal, ekonomik, parasal, yargısal bağımsızlığı kapsamakla yetinmez. İçine ideolojik bağımsızlığı da alır." (Suna Kili, Kemalizm, Bir Çağd. İd.)

Tam bağımsızlığın özünde ekonomik bağımsızlık yatar:

"Bağımsızlığı tam olarak gerçekleştirmek için tek kuvvet, en kuvvetli temel ekonomidir." ( Atatürk)

Görüldüğü gibi Tam bağımsızlık ilkesi Kemalizmin İLK TEMEL TAŞIDIR. Herhangi bir kuramdan ya da düşünürden alıntı değildir. Bu anlamda da bağımsızdır...

* ULUSAL EGEMENLİK :

Tam bağımsızlık kavramı, ulusal egemenlik kavramı ile birlikte bir bütündür.Tam bağımsız olacak unsur ulustur. Egemenlik de bütün ulusundur. Hiçbir kişiye, gruba, sınıfa verilemez. Ulus, egemenliğine her durumda sahip olmalıdır.

* AKILCILIK VE BİLİMSELLİK :

."..Sosyal yaşam, akıl ve mantıktan uzak, yararsız, zararlı ve bir takım inançlar ve geleneklerle dolu olursa felce uğrar..."

"..Dünyada her şey insan kafasından çıkar. Bir insan başının ifade etmeyeceği hiçbir şey düşünemiyorum..."

"..Bizim akıl, mantık, zeka ile hareket etmek en belirgin özelliğimizdir. Bütün yaşamımızı dolduran olaylar bu gerçeğin kanıtıdır..."

Bu sözler Türk Devriminin özündeki akılcılığı belirtmeye yeterlidir. Bilime ve bilimsel düşünceye verilen önemse çoğumuzun bildiği şu özdeyişlerden daha güzel anlatılamaz :

"..Dünyada her şey için, uygarlık için, yaşam için, başarı için en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir. Bilim ve fennin dışında yol gösterici aramak aymazlıktır, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır.."

"...(Türk ulusunun) yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale,müspet ilimdir (pozitif bilimdir.)

* GERÇEKÇİLİK :

Gerçekçilik, gerçeği görmek ve anlamaktır. Bilim de gerçeği arar.Bilimselliğe verilen önem, aynı zamanda gerçeğe verilen önemdir.Kemalizm, düşlere değil, gerçeklere ve kesin değerlendirmelere dayanır.Maceracı değildir:

:"..bitmeyen emeller peşinde ulusu uğraştırmamak, zarara uğratmamak...Uygar dünyadan,uygar ve insanca davranışı, karşılıklı dostluğu beklemektir.."

"...Biz ilhamlarımızı gökten ve bilinmeyenden değil,doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.. Bizim yolumuzu çizen; içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk ulusu ve bir de uluslar tarihinin binbir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır..."

İşte gerçekçilik budur...

* ÇAĞDAŞLIK :

Kemalizm, bütün ilkeleri ve uygulamaları ile çağdaştır. Hatta çağına göre daha ileridir. Ulusçuluk , devletçilik, demokrasi... Hangi konuyu ele alsak, çağdaş ve özgün bir yaklaşım görürüz. Çağdaşlık, yaşanan çağa ayak uydurmaktır. Batı öykünmeciliği değildir.

"Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı,Türkiye Cumhuriyeti halkını tümden çağdaş, bütün anlam ve biçimleriyle uygar bir toplum durumuna getirmektir. Devrimlerimizin temel ilkesi budur. Bu gerçeği benimsemeyen anlayışları darmadağın etmek zorunludur..."

Bilindiği gibi amaç, "çağdaş uygarlığın (da) üzerine çıkmaktır."

Zaten Kemalizm , bir çağdaşlaşma ideolojisi değil midir?

BARIŞÇILIK :

"...Yurtta Barış, Dünyada Barış " özdeyişiyle özetlenen barışçılık anlayışı, her ne olursa olsun barış istemek değildir. Ülkenin güvenliğini amaçlayan " hiçbir ulusun aleyhinde olmayan bir barış doğrultusu, bizim sürekli ilkemiz olacaktır."

Barış ve güvenlik, yalnız Türk ulusu için değil, bütün dünya için kurulmalıdır. Bu amaçla uluslararası kuruluşların oluşturulmasını, savaşın birdenbire çıkması durumunda saldırgana karşı bütün ulusların birleşmesini ister.

Yurt içinde sınıflar, katmanlar, gruplar, meslekler, bölgeler, cinsler, dinler, ırklar arasında ayrım yapılmaz. Farklılıklar değil birlikler önemlidir. Türk, ulus kimliğinde birleşilmiştir. Devlet, farklılıkları ortadan kaldırıp sürekli bir iç barışı sağlamakla ödevlidir :

"..Ulusal gelirin dağılımında daha mükemmel bir adalet ve emek sarf edenlere daha çok refah" sağlanmalıdır.

Etnik kimlik,sınıf,katman,meslek ve inanç farklılıkları yaratmamak, ayrımcılık yapmamak, iç barışın gerekleridir.

* İNSANCILLIK :

" Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yalnız, insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız.."

Kemalizm insancıldır. Yalnız kendi ulusunu, kendi insanını düşünmez. Kemalizm, insanlık için "bir uyum ve işbirliği çağı" nın yaratılmasını ister.

"İnsanları mutlu edecek tek araç, onları birbirine yaklaştırarak, onlara birbirini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi gereksinmelerini karşılamaya yarayan hareket ve enerjidir."

"İnsanlığın hepsini bir vücut ve bir ulusu bunun bir organı gibi saymak gerekir .Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan diğer bütün organlar etkilenir."

Bilmem, daha da açıklamak gerekli mi?

* EVRENSELLİK :

Kemalizm, evrensel bir dünya görüşüdür. Türkiye'nin ve Türk ulusunun koşullarından çıkmış, ama evrensel bir model olmuştur.

Douverger :"..Moskova ya da pekin etkisine girmemiş üçüncü dünya ülkelerine bu sistem yol göstermektedir" saptamasını yapmaktadır. Türkiye'nin Kemalizm yolundan sapması ayrı konudur.

Kemalizm, bugün dünyanın herhangi bir ülkesinde – gelişmiş devletlerde de- kolayca uygulanabilecek bir sistemdir. Kemalist sistemi belli yönleriyle uygulamaya çalışan birçok ülkeden söz edebiliriz. Başarılı olup olmaması da ayrı bir konudur. Önemli olan, Kemalizmin evrensel bir model olarak ortaya çıkması, seçkin bir nitelik kazanmasıdır.

* EMPERYALİZM KARŞITLIĞI :

Türk Ulusal Kurtuluş savaşı emperyalizme karşı yapılmıştır. Emperyalist işgaller sona erdirilmiş, yurt bütünlüğü yeniden sağlanmış, emperyalist sömürü durdurulmuştur. Batılı devletlerle yapılan yeni anlaşmalar, bağımsız bir ulus devletin gelişme, çağdaşlaşma çabalarının gereğidir.Emperyalizm çağında, emperyalizme karşı verilen ilk bağımsızlık savaşı olarak, ezilen, sömürülen uluslara örnek olmuştur. Bu örneği gören onlarca ulus bağımsızlık savaşlarını kazanmışlardır :

"Bugün güneşin ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün doğu uluslarının da uyanışlarını öyle görüyorum.Bağımsızlık ve özgürlüğüne kavuşacak çok kardeş ulus vardır.Onların yeniden doğuşu, kuşkusuz ki ilerlemeye ve gönence yönelik olrak görülecektir.Bu uluslar bütün güçlüklere, bütün engellere karşın zafer kazanacaklar ve kendilerini bekleyen geleceğe ulaşacaklardır.

Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerine uluslar arsında hiçbir renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağı egemen olacaktır."

Birileri Kemalizmin emperyalizme karşı olmadığını söyleyip kafa karıştırmaya çalışıyorsa da M. Kemal her zaman olduğu gibi bizi aydınlatıyor. Kurtuluş Savaşının "bizi yok etmek isteyen emperyalizme, bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı" yapıldığını ortaya koyuyor...

* EŞİTLİKÇİLİK :

Devrimin amaçlarından biri de eşitliği sağlamaktır. Öncelikle yasalar önünde herkes eşittir. Dil, din, ırk, cinsiyet, sınıf, soy, görev ve eğitim farklılıkları kimseye ayrıcalık getirmez. Toplumda var olan eşitsizlikler yok edilmelidir. Kalkınma sağlanırken ulusal gelirin paylaşımında dengeler gözetilmeli, gelir uçurumları yaratılmamalıdır.

"Bizim düşüncemizde çiftçi, çoban, amele, tüccar,sanatkar, asker, doktor, kısacası herhangi bir sosyal kuruluşta çalışan vatandaşın hak, çıkar ve özgürlüğü eşittir..."

Eşitlikçiliğin bir yönü de uluslar arası eşitlik anlayışıdır. Kemalizm, uluslar arasındaki bütün işleri, eşitlik ve karşılıklı yarara dayandırır.

* ULUSAL BİRLİK:

Kurtuluş savaşı ulusal birliğin sağlanmasıyla kazanılmıştır. Uygarlık savaşımının kazanılması da birliği koruyarak, ulusal amaçlar için çalışılmasıyla kazanılacaktır.Ortak bir amaçla yürüyen toplumlar her savaşımı kazanırlar. "Türk ulusu,ulusal birlik ve beraberlikle bütün zorlukları yenmesini bilmiştir..."

Yenecektir de...

* ÜLKE BÜTÜNLÜĞÜ :

Ulusal birlik, ülke bütünlüğünü de gerektirir. Ülkenin bölünmesi; birliğin bozulması, gücün etkisizleşmesi, dahası ülke içinde tüketilmesi demektir. Dünya karşısında gerilemek,uygarlık savaşını yitirmektir. Oysa Türk Devriminin asıl amacı uygarlık savaşında öne geçmektir...

Yineliyoruz. Kemalizm, çağdaşlaşma ideolojisi olarak bir sistem oluşturmaktadır. Sistemin içerisinde başka ayrıntılar ve ilke olabilecek başka kavramlar da bulunabilir. İdeologlarca masa başında yazılan bir kuram olmayıp, yaşamın, savaşımın içnden çıkan bir ideolojidir Kemalizm. Burada sözkonusu etmediğimiz bazı özellikler de bulunabilir. Bunların hepsi, bir bütünün parçaları olarak düşünülmelidir. Birbirleriyle çelişmez. Birbirlerini tamamlarlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı aşağıdan yorumlama biçimi yazan yerden Anonim'i seçip yazabilirsiniz ;)