IN CASE, AS IF, THOUGH, WOULD RATHER / SOONER, WOULD PREFER, IT IS TIME
1. in case ( ...ır diye )
Bu yapı present tense, past tense ya da should ile kullanılır. In case bir tedbir durumunu izah eder. ( Bakarsın olur, ...ır diye ), şeklinde Türkçeye çevrilir.
havalı kriko
I always carry my jack in the car in case I have a flat tyre. Tekerim patlar diye krikomu daima arabada taşırım.
The man always locked his car in case somebody stole it. Adam birisi çalar diye arabasını daima kilitlerdi.
I got his address in case I should have oportunity to visit him.. Onu ziyaret etme fırsatım olur diye adresini aldım.
Take this umbrella in case it rains. Bu şemsiyeyi al, bakarsın yağmur yağar.
2. as if / as though ( sanki )
Her ikisi de aynı manayı vermektedir ve birbirlerinin yerine aynen kullanılabilmektedirler.
as if / as though hem ihtimali durumları ve hem de hayali durumları izah etmede kullanılır. İhtimali durumlardaki cümle yapısı normal cümle yapısı gibidir.
The baby looks as if / as though it is going to cry. Bebek sanki ağlayacak gibi görünüyor.
The man is talking as if / as though he has been the accident. Adam kazayı görmüş gibi konuşuyor.
They are panting as if / as though they have been running. Sanki koşmuşlar gibi derin derin soluyorlar.
Bu cümlede de as if / as though ile başlayan cümleciklerde ifade edilen hususlar ihtimal dahilindedir. Yani gerçekleşmiş ya da gerçekleşecek olabilir. Birinci cümlede bebek belki de ağlayacaktır. İkinci cümlede adam kazayı herhalde görmüştür. Üçüncü cümlede onlar belki de koşmuşlardır.
as if / as though' un hayali durumlarda kullanımında öyle bir olay yoktur, sadece benzetme vardır. Bu durumlarda as if / as though dan sonra gelen cümlede, if clause type 1 ve if clause type 3 yapısı gibi kullanım vardır.
The baby looks as if / as though he was going to cry. Bebek sanki ağlayacakmış gibi görünüyor.
Bu cümlede bebek ağlamıyor ve de ağlamayacaktır. Fakat duruşu öyledir.
The man is talking as if / as though he had seen the accident. Adam sanki kazayı görmüş gibi konuşuyor.
Bu cümlede adam kazayı görmemiştir. Fakat görmüş gibi konuşmaktadır. Cümleyi söyleyen burada adama dair biraz nükte biraz alay veya bir hayranlık tavrı takınmaktadır.
They are panting as f / as though they had been running. Sanki koşmuşlar gibi derin derin soluyorlar.
Bu cümlede de koşma yoktur.
Was yerine were kullanılmaktadır. Was daha çok konuşma dilinde görülmektedir.
The woman walks as if / as though she were the queen. Kadın kraliçeymiş gibi yürüyordu.
The man was so worried that he looked as if / as though he were drunk. Adam o kadar üzgündü ki, sanki sarhoşmuş gibi görünüyordu.
It's dark as if / as though it were night. Hava geceymiş gibi karanlık.
The children were looking at me as if / as though I were a shepherd. Çocuklar bana sanki çobanmışım gibi bakıyorlardı.
3. would rather/sooner, would prefer ( tercih eder)
would rather/sooner tercih etme durumlarını izah etmede kullanılır. Fakat kendisinden sonra gelen fiilden önce to gelmez.
I would rather drink tea. Çay içmeyi tercih ederim.
I would rather go this way. Bu yoldan gitmeyi tercih ederim.
4. would prefer
would prefer da aynen would rather / sooner da olduğu gibi tercih etme durumlarını izah etmede kullanılır. Fakat fiilden önce to kullanılır.
I would prefer to drink tea. Çay içmeyi tercih ederim.
I would prefer to go this way. Bu yoldan gitmeyi tercih ederim.
Cümleyi söyleyenin kendisinin değil de bir başkasının bir şey yapmasını tercih ettiği durumları izah ederken fiil ikinci halde olur.
I would rather you drank tea. Senin çay içmeni tercih ederim.
I would rather my father went this way. Babamın bu yoldan gitmesini tercih ederim.
would prefer ile bir başkasının birşey yapması tercih edildiği zaman to'lu fiil kullanılır.
I would prefer you to drink tea. Senin çay içmeni tercih ederim.
I would prefer my father to go this way. Babamın bu yoldan gitmesini tercih ederim.
İki şey arasında tercih yapılma durumlarını izah etmede aşağıdaki kalıbı inceleyelim.
I would rather drink tea than coffee. Çay içmeyi kahve içmeye tercih ederim.
I would prefer to drink tea rather than drink coffee. Çay içmeyi kahve içmeye tercih ederim.
5. it's time ( ... zamanı)
Kendisinden sonra to lu fiil geldiği zaman yapılması gereken şeyin vaktini gösterir.
It's time to go to bed. Yatma vakti geldi.
It's time for us to have dinner. Akşam yemeği vaktimiz geldi.
Kendisinden sonra şahıs ve past tense gelirse bir şeyin vaktinin geçtiği durum izah edilir.
It's time we went to bed. Bu zamanlar yatmıştık. ( Yatma vaktimiz geçiyor. )
It's time they painted the house. Evi boyamalarının vakti geçti.
Bu ikinci tür anlatım için, time den önce high eklenirse vurgu kuvvetlenir.
It's high time we went to bed. Bu zamanlar çoktan yatmıştık. ( Yatma vaktimiz geldi de geçiyor bile. )
It's high time they painted the house. Evi boyamalarının vakti geldi de geçiyor bile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı aşağıdan yorumlama biçimi yazan yerden Anonim'i seçip yazabilirsiniz ;)