30 Kasım 2010 Salı

BENZETME, İstihare ,Mecaz, KONUŞTURMA, MECAZİ MÜRSEL, Tenasüp Telmih Hüsnü Talil

TEŞBİH(BENZETME)

Sözü daha etkili duruma getirmek için aralarında ilgi bulunan iki unsurdan güçsüzü olanı güçlü olana benzetmektir.
Benzetmede dört unsur bulunur:
a)Benzenen b)Benzetilen c)Benzetme Yönü d)Benzetme Edatı

Bu öğelerin kullanılıp kullanılmaması açısından da üç çeşit benzetme vardır:
— Çocuk tilki gibi kurnaz biriydi.
—Minik yavrucak elma gibi kıpkırmızı yanaklarıyla gülücükler saçıyordu.

—Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi zeybeğin

—Binalar kale gibi olduğundan içeri
B.tilen B.nen B.E
girilemiyordu.
—Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
B.tilen B.yen

—Karısına yıllarca cehennem hayatı yaşattı.
B.tilen B.yen

—Muavin,yolculara: Pamuk eller cebe!
B.tilen B.yen
diye bağrıyordu.


 

İstihare :

Temel öğelerden (benzeyen, kendisine benzetilen) sadece biri söylenerek yapılan benzetmeye istiare denir.

İstiare, bir sözün benzetme amacıyla, başka bir söz yerine kullanılması olarak da tanımlanabilir.

"Yuvayı yapan dişi kuştur."
Bir atasözü olan bu cümlede,"kadın", "dişi kuş"a benzetilmiş,
ancak benzeyen (kadın) kullanılmamıştır. Bu bir istiaredir.
İstiareler ikiye ayrılır:

Açık İstiare: Sadece kendisine benzetilen kullanılır.
Kapalı İstiare: Sadece benzeyen kullanılır.

ÖRN. "Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var?"
Şakaklardaki beyazlık kar'a benzetilmiş. Ancak benzeyen kullanılmamış.
Bu, açık istiare örneğidir.

ÖRN. "Çatma kurban olayın çehreni ey nazlı hilâl!"
Şair, bayrağı kaşlarını çatmış bir insana benzetiyor; ancak "insan"
(kendisine benzetilen) dizede açıkça geçmiyor. Sadece benzeyen
öğesi kullanılmış. Bu,kapalı istiare örneğidir.

NOT: Kapalı istiarelerde yalnız Benzeyenin (özellikte zayıf olanın)
kullanıldığını biliyoruz. Bu tür benzetmelerde Kendisine Benzetilenin
özelliklerinden (benzerlik yönünden) bazıları da ipucu olarak kullanılır.

ÖRN. "Çocuklar okula doğru adeta uçuyorlardı."
Çocuklar "kuş"a benzetilmiş,"kuş" değil uçmak eylemi kullanılmıştır.

ÖRN. "Gözlerinden uyku akıyordu."
"Uyku" akıcı bir maddeye (mesela suya) benzetilmiştir."Akıyordu"
eylemi ipucu olarak kullanılmıştır.

NOT:Teşhis (Kişileştirme),insan olmayan varlıklara insan niteliği
kazandırma,insana ait özellikleri o varlıklara mal etme,insandan
diğer varlıklara aktarmadır.

Her teşhiste,bir kapalı istiare vardır;çünkü bu tür benzetmelerde
Kendisine Benzetilen bir insandır ve söylenmemiştir.
Her Kapalı İstiarede ise Teşhis yoktur.

ÖRN. "Boynu bükük buğdaylar,yağmur özlemiyle gökleri gözlüyorlardı."
Burada TEŞHİS ve KAPALI İSTİARE vardır."Buğdaylar" insana benzetilmiş;
"özlem çekmek","gözlemek" gibi özellikleri buğdaya mal edilmiştir.

Mecaz:

Mecaz, sözcükleri gerçek anlamları dışında kullanma sanatıdır. Ad değişimi de denir. Avrupa dillerinde metafor olarak geçer. Bu kelime Antik Yunancada taşıma (bir anlamı ötekine gönderme) demektir. Mecaz, Sözcük ve fikir mecazları olmak üzere ikiye ayrılır. Sözcük mecazında bir sözcük gerçek anlamı dışında, fikir mecazında ise herhangi bir fikir kendi anlamının dışında bir amaçla kullanılır.

Kullanımı

Anlatımı daha etkili kılmak ve söze canlılık kazandırmak amacıyla yapılır. Mecaz, söze güzellik, güçlülük, canlılık, zarafet, derinlik ve genişlik vermek için kullanılır.

Örneğin:

Kandilli yüzerken uykularda
Mehtabı sürükledik sularda

Yahya Kemal Beyatlı

Bu dizelerde Kandilli'nin sularda yüzmesi, mehtabın sularda sürüklenilmesi, söz ve sözcüklerin asıl anlamının dışında, güzelleştirme, anlamlandırma, zarifleştirme ve güçlendirme amacıyla kullanılmasına örnektir.

Örnek Cümleler

Hayallere kapılmaktan vazgeçelim.

İsteği kabul edilince havalara uçtu.

Oyun oynarken yere kapaklandı.

Kişileştirme:

İnsan olmayan varlıkları insan gibi algılayarak, insana özgü nitelikleri o varlıklara benzeterek söz söyleme sanatına
teşhis (kişileştirme) sanatı denir.

Teşhis Sanatı Örnekleri:

Seslen liman sislerine boğulur
Gemiler yorgun ve uykuludur.

Bu parçada, gemiler kişileştirilmiştir.

 Ne vakit Maçka 'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi.
(Attila İlhan)

İnsana özgü bir nitelik olan "gülmek" eylemi ağaçlara yakıştırılmış. Bir başka deyişle "ağaçlar" kişileştirilmiş.

Bütün kusurumu toprak gizliyor Merhem çalıp yaralarım düzfüyor.

(Aşık Veysel)
Şair "toprak"ı kişileştiriyor.

Gül, hasretinle yollara tutsun kulağını Nergis gibi kıyamete dek çeksin intizar
(Baki)

Dizelerde "gül" ve "nergis" kişileştiriliyor.

Kış, Ada 'nın her tarafına yerleşebilmek için rüzgarlarını poyraz, yıldız, karayel… halinde seferber ettiği zaman; öte yakadaki yaz, pilisini pırtısını yeni toplamış, bir kenara, oldukça mahzun bir göçmen gibi oturmuştu.
(Sait Faik Abasıyanık) Verilen parçada "kış" ve "yaz" kişileştiriliyor.

İNTAK (KONUŞTURMA) SANATI VE İNTAK SANATININ ÖZELLİKLERİ

Cansız varlıkların ve insan dışındaki canlıları şahsiyet kazandırıp onları konuşturmaya intak denir.
İnsan dışındaki varlıkları konuşturmaktır. Her intak sanatında teşhis sanatı vardır; ancak her teşhiste intak sanatı yoktur.
Unutmayalım: İntak sanatının olduğu her yerde doğal olarak teşhis sanatı vardır.

İntak Örnekleri:

*Mor menekşe: ''Bana dokunma;''diye bağırdı.

*Minik kuş:''Anne beni rüyalar ülkesine götür.''diye yalvarıyordu.

*Sabahleyin kozasından bakan gelincikler sorar bu dünyaya
-Ne dersin?
Kanatlanıp uçalım mı?
Çiçek olup açalım mı?

*Deniz ve Mehtap sordular seni: Neredesin?

*Maymun şunu anlatmak istemişti fikrince:
Boşa gitmez kötüye bir ceza verilince.

*Dal bir gün dedi ki tomurcuğuna:
İçimde kanayan yara gibisin.

*Ey benim sarı tamburam!
Sen ne için inilersin?
İçim oyuk,derdim büyük
Ben onunçün inilerim


*Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kaf dağı.

*Adam elini uzattı,tam onu koparacağı sırada menekşe: Bana dokunma!diye bağırdı.


 

MECAZİ MÜRSEL


 

Mecaz-ı Mürsel Nedir ?

Benzetme ilgisi söz konusu olmadan,başka bazı ilgilerle,bir sözün başka bir söz yerinde kullanılmasıyla oluşturulan mecazlardır.

İç -dış ilgisi
* "Anne, çamaşır kazanı kaynadı,gel!"
* "Üstünü çıkarıp yatağa uzandı."
* "Ne zamandır evde tencere kaynamıyor."
* "Bu depoyla Düzce'ye kadar gideriz."
* "Şofben yanıyordu."

Parça - bütün ilgisi
* "O zamanlar bu gazetede usta kalemler vardı."
* "Üniversitedeki kürsüsünde yıllarca çalıştı."
* "Motor gece karanlığında yükünü Bartın'a boşalttı."
* "Bu sahalarda nice altın ayaklar top koşturdu."

Neden - sonuç ilgisi
* "Hay mübarek! Bereket yağıyor bereket!"
* "Bahar aylarında rahmet düşmezse ürün iyi olmaz."

Sanatçı - eser ilgisi
* "Davetlilere piyanosuyla önce Çaykovski,sonra Mozart çaldı."
* "Şimdi de biraz Yûnus Emre okuyalım mı?"
* "Pikapta Münir Nurettin dönüyordu."

Yer , yön , bölge , çağ - insan ilgisi
* "Eve haber verip geleyim."
* "Batı ve Doğu , inanç ve felsefe yönünden hem birbirini etkilemiş
hem birbirine uzak durmuştur."
* "Dünya uyanıkken uyumak maskaralıktır."
* "Ankara bu notaya cevap vermekte gecikmedi."
* "Adresi bir de şu büfeye sorsak mı?"
* "Sizin işinizi şu masa halleder beyefendi."

Soyut - somut ilgisi
* "Türklük yüreğini dağlasın gayrı/Cihan da bizimle ağlasın gayrı."
Somut bir varlık olan "Türk insanı,Türk milleti " yerinde, soyut
olan "Türklük" kullanıldı.
* "Gençlik; kafası ve yüreğiyle toplumun güvencesidir."
"Gençler" yerine soyut olan "gençlik";"düşünce" yerine somut
olan kafa;"cesaret,duygu" kavramları yerine somut olan "yürek"
kullanıldı.

Aşağıdaki örnekleri inceleyiniz.
1. "Ön sokakta yer yok,arabayı arkaya bırakınız."
2. "Çocuk kitapları birinci hamura basılmalı."
3. "Sen bu otobüsle git,ben Bartın'a bineceğim."
4. "Koştu yokuş aşağı,rengi atmış bir şapka."
5. "Depremden sonra Düzce geceyi sokakta geçirdi."
6. "Marmara'da her yelken / Uçar gibi neşeli."
7. "Tiyatroda oynamam konusunda bütün mahalle beni destekledi."
8. "Turistler bu tur için yeni lokomotifler yerine buharlıyı tercih
ediyorlar."
9. "Koparıp öpmek için,basacağı toprağı
Bütün şehir bekliyor onu dizler üstünde."
10. "Türkiye,Tanzimat'la yüzünü Batı'ya çevirmişti."

Tenasüp Nedir


 

tenasüp (uygunluk): anlam yönünden birbiriyle ilgili sözcükleri bir arada kullanmaktır.
--- deli eder insanı bu dünya,
bu gece,bu yıldızlar,bu koku,
bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç.

--- artık demir almak günü gelmişse zamandan,
meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.


 

tevriye nedir ?


 

tevriye (amacı gizleme): iki değişik anlamı olan bir sözcüğün bir dize ya da beyitte iki anlamının da kullanılmasıdır.
--- tahir efendi bize kelp demiz (tahir:özel ad.)
iltifatı bu sözde zahirdir
maliki mezhebim benim zira
itikadımca kelp tahirdir. (tahir:temiz)


---bu kadar letafet çünkü sende var,
beyaz gerdanında bir de ben gerek.

---o güzel yüzün benli

Telmih Nedir


 

telmih (hatırlatma): söz arasında herkesin bildiği bir olaya ya da kişiye işaret etme sanatı.
---vefasız aslıya yol gösteren bu,
keremin sazına cevap veren bu.
---ekmek leyla oldu bire dostlarım,
mecnun olup ardı sıra giderim.

Hüsnü Talil Nedir


 

Hüsnü Talil ( Güzel Sebep )
Bu olayı gerçek oluş sebebinin dışındaki bir sebebe bağlama sanatıdır.
Örnek : İşim gücüm budur benim
Gökyüzünü ben boyarım her sabah Orhan Veli
Uyanır bakarsınız ki mavi
Örnek : Güzel şeyler düşünelim diye
Yemyeşil oluvermiş ağaçlar
Saksımda ruhumun bütün yası var
Derdimden soluyor açan gonca.


 


 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı aşağıdan yorumlama biçimi yazan yerden Anonim'i seçip yazabilirsiniz ;)