8 Ekim 2010 Cuma

Yabancı destanlar

Yabancı destanlar

İLYADA Destanı

Eski Yunan
da, şair Homerosun yazdığı varsayılan büyük bir destandır. Bir başka Homeros destanı olan Odeysseia ile birlikte, batı edebiyatının en eski örneği ve tüm zamanların en güzel şiirlerinden sayılır.

Hem İlyada hem de Oysseisa, Truva Savaşı ve bu savaşta yer alan insanlarla ilgili söylenceleri dile getiren, koşukla yazılmış destanlardır. Tarihçiler Yunanistan
tandaki Akhalar ile Batı Anadoluda yaşamış olan Truvalılar arasındaki bu savaşın yaklaşık İ.Ö. 1199da geçtiği görüşündedir. Akhaların Truvayı kuşatmalarının ise10 yıl sürdüğü sanılmaktadır. Bu konuda o kadar çok öykü ve söylence vardır ki, hangisinin gerçek hangisinin uydurma olduğunu bilme olanağı yoktur.

Yunanca
da Truvanın bir adının da İlios olmasından dolayı Homerosun destanı İlyada adını aldı. Homeros, yaşadığı dönemde herkesin bu öyküyü bildiğini düşünerek, Truva kuşatmasını baştan sona anlatmaz ;savaşın 10.yılında sadece dört gün içinde geçen olayları anlatır .Savaş neredeyse bitmek üzeredir. Truva efsanesinin bu bölümü Aşilin Öfkesi " olarak bilinir.


İlyada
nın Öyküsü

Kral Agamemnon, Truva Savaşı sırasında Akhalar
ın başkomutanıydı. Kralın en yiğit ve başına buyruk savaşçısı olan Aşil, kimseye boyun eğmeden, kendi bildiğince hareket ediyordu. Aşilin savaşta kaçırdığı Briseis adında Truvalı bir kız yüzünden Aşil ile Agamemnon arasında anlaşmazlık çıktı. Tutsağı olan bir kızı babasına geri vermeye razı olan Agamemnon, onun yerine Aşilin sevdiği Briseisi istiyordu. Agamemnona boyun eğmek zorunda kalan Aşil, kızı ona verdi. Ne var ki, hırsını alamayarak savaştan çekildi. Agamemnonu cezalandırması için, deniz tanrıçası olan annesi Thetisi çağırdı. Thetis, tanrıların kralı Zeustan yardım istedi. Böylece çok geçmeden yalnızca Aşil ve Agamemnon değil, tanrı ve tanrıçalarda kavgaya karıştı.

Tanrıların işe karışması Yunan askerlerini telaşlandırdı. Agamemnon, gördüğü bir düşe aldanarak, ordusuna artık Yunanistan
a dönüleceğini bildirdi. Askerlerin Truvayı ele geçirmeden dönmek istemeyeceklerini sanarken, onların gitmeye can attıklarını görmek onu düş kırıklığına uğrattı. Yunanlı komutanlar orduyu yeniden savaş düzenine sokmakta güçlük çektiler. Bütün bu olaylar Yunan ordusunun savaş gücünü ve birliğini zayıflatmıştı.

İki ordu arasında savaş yeniden başlarken, Paris
in kardeşi Hektor, savaşın nedeni Parisin Sparta Kralı Menelaosun karısı Helen i kaçırması olduğuna göre, anlaşmazlığın Paris ile Menelaos arasında dövüşle çözümlenmesini önerdi. Bu dövüşte tam Paris yenilecekken, annesi olan tanrıça Afrodit onu son anda kaçırarak kurtardı. Böylece ordular arasında bir kez daha savaş başladı.

Truva alanında her iki tarafın savaşçıları göğüs göğüse , yiğitçe çarpıştılar. Ne var ki, asıl kahramanlar ortada yoktu. Aşil savaşa katılmama kararında diretiyordu; Truvalı Paris ise yenilginin acısını dindirmeye çalışıyordu. Truvalılar
ın en yiğit savaşçısı Hektor, kardeşi Paristen hesap sormak ve karısını görmek için geri çekilmişti. Hektor ve Paris sonunda savaş alanına döndükleri zaman, Truvalılar Akhalardan biraz daha güçlü durumdaydı. Cesareti kırılan Agamemnon, Aşilin savaşa dönmesini sağlamaya karar verdi. Aralarındaki anlaşmazlığı gidermek amacıyla ona bir mektup gönderdiyse de Aşil onun isteğini reddetti.

Aşil olmasa da Yunanlıların savaşı sürdürmek zorundaydı. Durum iyice kötüye gidiyordu. Agamemnon
la birlikte birçok savaşçı yaralanmıştı. Truvalıların kıyıdaki Yunan gemilerine ulaşması an meselesiydi. Tam bu sırada Yunanlıları koruyan tanrılar işe karışarak onları engelledi. Bunlardan yılmayan Truvalılar sonunda bir Yunan gemisini ateşe vermeyi başardı. Aşilin çok sevdiği dostu Patroklos olağanüstü bir cesaretle Truvalıların , gemilerini tümünü yakmasını engelledi. Bunun üzerine Aşil kendi zırhını Potroklosa vererek onun bu zırhla savaşa katılmasını önerdi. Geri çekileceklerini düşündükleri Truvalıları izlememesi için uyardı. Ne var ki , Patroklos savaş heyecanıyla onların peşine düştü ve Hektor, insanların yazgısını belirleyen tanrıların yardımıyla, onu öldürdü. Truvalılar zaferin coşkusuyla Patroklosun zırhını kentte dolaştırdılar. Yunanlılar,Patroklosun ölüsünü onların elinden almaya başardı.

Patroklos
un ölümünden çok acı duyan Aşil, bunun hesabını Truvalılara ödetmeye kararlıydı. Onu avutmak için gelen annesi Thetis, Aşile yeni bir zırh armağan etti ve öcünü almasına yardım edeceğine söz verdi. Aşil vakit geçirmeden savaşa katıldı. Bu amansız savaşa bütün tanrılar karışmıştı. Aşil çok sayıda düşmanını öldürdükten sonra sonunda, Truva surlarının dibinde Hektorla karşı karşıya geldi. Bu son vuruşmada Hektor yenilerek öldürüldü. Aşil, Hektorun ölüsünü arkasında sürükleyerek, arabasıyla Truvanın çevresinde üç kez dolaştı.

Homeros
un öyküsü, Yunan tarafında Patroklosun cenaze töreniyle ve Truvada yaşlı Kral Priamosun, oğlu Hektorun ölüsünü fidye karşılığı geri alışıyla son bulur. İlyada böylece sona erse de Homerosun okuyucuları, Parisin sonradan Aşili öldüreceğini ve Truvanın öyküsünün kentin yerle bir olmasıyla son bulacağını bildikleri için, yüreklerinde gelecekteki acıların ve sorunların ağırlığını duyarlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı aşağıdan yorumlama biçimi yazan yerden Anonim'i seçip yazabilirsiniz ;)