6 Aralık 2007 Perşembe

ERGENLİK DÖNEMİNDE KARŞILAŞILAN OLAYLAR

Ergenlik döneminde vücüdumuzda ve ruhsal dünyamızda degişimler olur be degilimler her iki cins içinde farklıdır.işte bu yazımızda size bunlardan baksetmeye çalıştık.

ERGENLİK DÖNEMİNDE KARŞILAŞILAN OLAYLAR
Ergenlik (puberte), insanlarda meydana gelen "yetişkinliğe ilk adım" evresidir. Ergenlik, çocukluk çağı ile yetişkinlik çağı arasındaki geçiş dönemidir. Ergenlik, bireyde çocuksu tutum ve davranışlarının yerini yetişkinlik tutum ve davranışlarının aldığı, cinsiyet yetilerinin kazanıldığı, bireyin erişikin rolüne psikolojik ve somatik olarak hazırlandığı dönemdir. Çocukluk çağı olarak adlandırılan yaşlarda, sosyal toplum bilinci (süperego) gelişmemişken, ergenlik dönemine giren gençlerde toplumsal kabullenilme, bir grubun parçası olma (süperego ve ego) kavramları gelişir. Vücut hormonlarınıdan cinsiyet ile ilgili olan (sekonder cinsiyet hormonları) östrojen veya androjenlerin üretimi bu dönemde pik yaptığından ergen adayının psikolojisi sebepsiz değişimler gösterir.
Genel olarak 12-20 yaş arası ergenlik dönemi olarak adlandırılır.
Ergenliğe giriş yaşı; genetik (ailesel), ırk, sosyoekonomik şartlar (çocuk yaşta evlendirme, ağır bedensel yük altında çalıştırılan çocuklar) ve iklim gibi faktörlerden etkilenir. Bazı Zenci kabileleri ve eski Araplarda ergenlik iklimin etkisiyle daha erken başlarken Kuzey yarım küredeki Norveç, Finlandiya gibi az güneş alan soğuk bölgelerde ergenlik yaşı daha geçtir. Genel olarak kızlar erkeklere oranla iki yıl kadar önce olgunlaşmaları nedeniyle bu dönem ülkemizde kızlarda 10-12 yaşları arasında erkeklerde 12-14 yaşları arasında başlar. Ergenliğin sonuna doğru bu farkın kapandığı görülür.
Ergenliğe giriş için kesin bir zaman yoksa da genel olarak kızlar 9-13 yaş arasında ve erkeklerden daha erken ergenliğe girerler. Bu nedenle yaşamın bu döneminde kızlar -erkekler kendilerini yakalayıncaya kadar- birkaç yıl erkeklerden daha uzun ve daha olgundurlar.
Ergenlik döneminde görülen değişiklikler [değiştir]
Kızlarda [değiştir]
Vücut ağırlığı 6-18 kg artar. Boyları 10-20 cm uzar. Göğüsler belirginleşir (telarj), adet kanaması başlar (menarj), cinsel (genital) bölgelerde ve koltuk altlarında kıllanma meydana gelir (pubarj). Hormonal salgılar arttığı için deri yağlanır ve sivilcelenme olur. Overler (yumurtalık), foliküllerde her ay bir ovumu (yumurta hücresi) geliştirir. Yumurta, Ovaryum folikülünden, fallop tüplerinden biri aracılığıyla uterus a(rahim)geçer. Eğer bu yumurta bir spermle döllenirse rahme implante olur ve orada bir fetüs, plasenta ve fötal(fetal) membranlar gelişir. Yumurta döllenmezse "adet kanaması" (menarj) yolu ile vucuttan atılır.
Erkeklerde [değiştir]
Vücut ağırlığı 7-20 kg artar. Boyları 10-30 cm uzar. Ses çatallaşmaya başlayarak erkeğe has biçimde kalınlaşır. Deri yağlanır ve sivilce çıkar. Pubertal atılım adı verilen boyca uzama, hacimce irileşme başlar. Kas dokusu artarak vücuda iri erkeksi görünüm verir. Yüz, kollar, corpus penis (penis cismi) hariç genital alan, göğüs ve bacaklar erkeğe has biçimde tüylenir. Androjen (erkeklik hormonu) salgısının zirve yapması nedeniyle penis ve testisler olgunlaşmaya başlar. Bu da peniste erektilite (ereksiyon) ve uyarılabilme (excitability) kabiliyeti artar, testisler erkek gamet (üreme hücresi) olan spermleri üretmeye başlar.
Ergenlik sözcüğü günümüzde, bireyde gözlenebilen hızlı ve sürekli bir gelişim evresi olarak tanımlanmaktadır. Ergenliğin daha değişik tanımları da yapılmaktadır. Ergenlik bireyin çocuksu tutum ve davranışlarının yerini yetişkinlik tutum ve davranışlarının aldığı, cinsiyet yetilerinin kazanıldığı dönemdir.
Genel olarak 12-20 yaş arası ergenlik dönemi olarak adlandırılır. Ortalama olarak kızlar erkeklere oranla iki yıl kadar önce olgunlaşmaları nedeniyle bu dönem ülkemizde kızlarda 10-12 yaşları arasında erkeklerde 12-14 yaşları arasında başlar. Ergenliğin sonuna doğru bu farkın kapandığı görülür. Sosyoekonomik koşullar, iklim ergenliğin başlangıcında etkili olmakta olgunlaşmanın geç ya da erken olmasına neden olmaktadır.
Gerek ergenlik gerekse gençlik dönemleri insan yaşamının en güzel, en mutlu ve en güçlü dönemleri olurken, aynı zamanda birer kriz ya da bunalım dönemleridir. Aslında her değişim bir durumdan ötekine geçiş ile eski alışkanlıklardan sıyrılıp yeni koşullara uyma zorunluluğunu getirdiğinden, kendine göre bir zorluk taşımakta, dolayısıyla bir kriz ya da bunalım dönemi olarak adlandırılabilmektedir. Buna göre, gençlikten orta yaşa, orta yaştan yaşlılığa, öğrencilikten iş yaşamına, iş yaşamından emekliliğe, bekarlıktan evliliğe ve yine evlilikten bekarlığa yahut dulluğa geçişlerin her biride kendine göre birer kriz ve bunalım dönemleridir. Ancak, gerek biyolojik, gerekse sosyal bakımdan en önemli bir değişiklik sayılan ergenlik ve gençlik dönemleri bunların arasında daha bir belirginlik taşır. İşte belki de bu yüzden yıllar boyunca ergenlik ve ilk gençlik dönemleri halk arasında oldukça şatafatlı sözlerle belirlenmiş "buhran çağı", "delikanlılık", "ateşli gençlik", "kabına sığmazlık" gibi deyimler hep bu dönemi anlatmada kullanılmıştır. Dikkat edilirse, bu kullanım bir yandan özenme ve hasret, bir yandan da kıskançlık taşımaktadır. Fransız'ların bir deyişi olan "gençlik bile bilseydi, ihtiyarlık yapabilseydi" sözünde, ihtiyarlığın bilgisizliği vurgulanmakta ve bu gibi deyimlerin hep daha yaşlı kuşaklar tarafından yaratıldığı da göz önüne alındığında, yaşlıların sanki umutsuzluklarının acısını gençliğin deneyimsizliğini vurgulayarak kendilerini daha üstün görmek yoluyla çıkardıkları düşünülebilir .
ERGENLİKTE GELİŞİM GÖREVLERİ:
1.Bedensel özelliklerini kabul etmek ve bedeni olumlu kullanmak
2.Cinsel rolünü kabul etme ve bu role uygun davranışlar geliştirme
3.Her cinsten yaşıtlarıyla yeni ve daha olgun ilişkiler kurmak
4.Ana-babadan ve diğer yetişkinlerden duygusal bağımsızlığı gerçekleştirme, kendisi ile ilgili önemli karalar verebilme.
5.Meslek seçimi için gerekli ön hazırlıkları yapma ve kendisine en uygun olan mesleği seçebilme
6.Evliliğe ve aile yaşamına hazırlanmak
Ergenin bu gelişim görevlerini yerine getirebilmesi için daha önceki yılların gelişim görevlerini zamanında tamamlaması ve fizyolojik gelişimi açısından yaşına uygun bir olgunluk düzeyine erişmiş olması gerekmektedir.
Gelişim çağına özgü gelişim görevlerinin zamanında yerine getirilmesi kişinin çevresi ile uyumlu bir ilişki kurmasına, başarılamayan her gelişim görevi ise kişiliğin uyumunda bir soruna ve güvensizlik durumunun oluşmasına neden olmaktadır.Gelişim görevlerinin zamanında başarılmasına kişinin kendine duyduğu güven ve saygı, bunun yanında sosyal çevrenin kişiye sunacağı güven ve ön yaşantıların çeşitliliği önemlidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı aşağıdan yorumlama biçimi yazan yerden Anonim'i seçip yazabilirsiniz ;)