16 Ekim 2011 Pazar

İyi Bir Anlatımda Bulunması Geren Özellikler

İyi Bir Anlatımda Bulunması Geren Özellikler
İyi bir anlatımda bulunması gereken ana özellikler, uyulması gereken temel ilkeler vardır. Bu ilke ve özellikler; cümleler, paragraflar hatta bir yazının bütünün içinde geçerlidir. Bunların en önemlileri şunlardır.

Açıklık: Cümlelerin ve paragrafın kolay anlaşılması, kesin yargı ifade etmesi; ne dediğinin tereddüde meydan bırakmadan belirlenebilmesidir. Karşıtı "kapalılıktır. Annemi ve babamı, kardeşlerimden daha çok seviyorum.

Bu cümle, anlamca "açık" değildir; çünkü konuşan kişi, kendisini - anne ve ba¬bayı sevme açısından - kardeşleriyle mi karşılaştırıyor; yoksa kendisinin anne, baba ve kardeşlerine duyduğu sevgiyi mi anlatmak istiyor, belli değil.

Bu kitapta yalnızca gurbet hikâyeleri anlatılmamış.

Bu cümle de açık değildir; çünkü karşımıza iki anlam çıkmaktadır:

1.anlam: Bu kitapta bütün konulardan hikâyelerim var, gurbet hikâyeleri yok.
2.anlam: Gurbet hikâyelerine yer verilmiş, ayrıca diğer konulardan hikâyeler de var.
Aşağıdaki cümleyi bu açıdan inceleyiniz.

Bayan polise bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.

1. anlam:
2. anlam:

Yalınlık (sadelik): Süse gösterişe kapılmamak; anlaşılması zor, ağır sözcükler kul-lanmamak; anlatımı, ağır söz sanatlarıyla doldurmamaktadır. Karşıtı "Süslülük"tür, "sanatlı anlatım"dır. Çok ağır anlatımlar için "ağdalı" sözü kullanılır. (Divan edebiya¬tı sanatçılarının birinci amacı süs ve sanat olduğu için onların hemen hemen bütün eserlerinde ağdalı bir dil görülür. Servetifünûncuların, Fecriâticilerin dilleri de ağda-lıdır.)

Ya Rab, belâyı-yı aşk ile kıl aşina beni
Bir dem belâ-yı aşktan etme cüda beni
(Şair, aşk acısının sürmesi için Tanrı'ya yalvarıyor, demek istiyor ki; ey Allah'ım, aşk belasıyla beni bir arada tut, bir an bile olsa beni bu beladan ayırma.)

Bir şulesi var ki şem-i canın
Fanusuna sığmaz asmanın

Duruluk: Yargının ne bir eksik, ne bir fazla; yeterli sayıda sözcükle anlatılmasıdır.

İlk cümlede yapılan yanlış ve gereksiz hatalar. ("hata" sözcüğüne eklenen ni-teleyici sözcükler" yanlış, gereksiz" fazladan kullanılmıştır.)

Yaklaşık bir yıl kadar önce kurulan dernek. ("Yaklaşık" gereksiz; "kadar" onun anlamını veriyor.)

Sade ve yalın bir anlatım dururken...

Kulağıma iyice eğilerek, çok yavaş bir sesle bir şeyler fısıldadı: ama ben...

Akıcılık: Sözcüklerin ve cümlelerin kolayca, takılmadan seslendirilebilmesi, söylenebilmesidir. Söylenmesi zor sözcüklerin, birbirine benzer hecelerin tekrarlanıp dur¬ması gibi özellikler akıcılığı zedeler. Yapmacıklık, kapalılık gibi kusurlar akıcılığa za-rar verir. Bunlar cümleler, paragraflar, kısa yazılar için geçerlidir. Romanlarda, öy-külerde. ise cümlelerin yukarıdaki özellikleri taşıması "akıcılık" için yetmeyebilir; yazıda meraklandırıcı unsurların, olayları birbirine bağlamanın önemi büyüktür.

Doğallık: İçinden geldiği gibi, halkın çoğunluğunun kullandığı sözcüklerle ve dilin doğal yapısına uygun konuşmak ve yazmaktır. Karşıtı "yapaylık, yapmacıklık"tır.

"Romanda", durağan ya da devingen nesnelerin kalıcı olmayan görüntülerinin bö¬lümden çıkıntılanması. (Özellikle, halkın diline girmemiş "devingen" ve "çıkıntılanmak" sözcükleri doğallığı zedeliyor.)

Özgünlük (Orijinallik): Anlatımın anlatıcının kendisine ait olması, başka sanatçı¬ları çağrıştıran benzerliklerin bulunmaması, asla kopya ve taklit olmamasıdır. (Di¬van edebiyatındaki "nazire" türü bu konunun dışındadır; çünkü "nazire"de amaçlar¬dan biri de benzetmektir.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı aşağıdan yorumlama biçimi yazan yerden Anonim'i seçip yazabilirsiniz ;)