İyi Bir Anlatımda Bulunması Geren Özellikler
İyi bir anlatımda bulunması gereken ana özellikler, uyulması gereken temel ilkeler vardır. Bu ilke ve özellikler; cümleler, paragraflar hatta bir yazının bütünün içinde geçerlidir. Bunların en önemlileri şunlardır.
Açıklık: Cümlelerin ve paragrafın kolay anlaşılması, kesin yargı ifade etmesi; ne dediğinin tereddüde meydan bırakmadan belirlenebilmesidir. Karşıtı "kapalılıktır. Annemi ve babamı, kardeşlerimden daha çok seviyorum.
Bu cümle, anlamca "açık" değildir; çünkü konuşan kişi, kendisini - anne ve ba¬bayı sevme açısından - kardeşleriyle mi karşılaştırıyor; yoksa kendisinin anne, baba ve kardeşlerine duyduğu sevgiyi mi anlatmak istiyor, belli değil.
Bu kitapta yalnızca gurbet hikâyeleri anlatılmamış.
Bu cümle de açık değildir; çünkü karşımıza iki anlam çıkmaktadır:
1.anlam: Bu kitapta bütün konulardan hikâyelerim var, gurbet hikâyeleri yok.
2.anlam: Gurbet hikâyelerine yer verilmiş, ayrıca diğer konulardan hikâyeler de var.
Aşağıdaki cümleyi bu açıdan inceleyiniz.
Bayan polise bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.
1. anlam:
2. anlam:
Yalınlık (sadelik): Süse gösterişe kapılmamak; anlaşılması zor, ağır sözcükler kul-lanmamak; anlatımı, ağır söz sanatlarıyla doldurmamaktadır. Karşıtı "Süslülük"tür, "sanatlı anlatım"dır. Çok ağır anlatımlar için "ağdalı" sözü kullanılır. (Divan edebiya¬tı sanatçılarının birinci amacı süs ve sanat olduğu için onların hemen hemen bütün eserlerinde ağdalı bir dil görülür. Servetifünûncuların, Fecriâticilerin dilleri de ağda-lıdır.)
Ya Rab, belâyı-yı aşk ile kıl aşina beni
Bir dem belâ-yı aşktan etme cüda beni
(Şair, aşk acısının sürmesi için Tanrı'ya yalvarıyor, demek istiyor ki; ey Allah'ım, aşk belasıyla beni bir arada tut, bir an bile olsa beni bu beladan ayırma.)
Bir şulesi var ki şem-i canın
Fanusuna sığmaz asmanın
Duruluk: Yargının ne bir eksik, ne bir fazla; yeterli sayıda sözcükle anlatılmasıdır.
İlk cümlede yapılan yanlış ve gereksiz hatalar. ("hata" sözcüğüne eklenen ni-teleyici sözcükler" yanlış, gereksiz" fazladan kullanılmıştır.)
Yaklaşık bir yıl kadar önce kurulan dernek. ("Yaklaşık" gereksiz; "kadar" onun anlamını veriyor.)
Sade ve yalın bir anlatım dururken...
Kulağıma iyice eğilerek, çok yavaş bir sesle bir şeyler fısıldadı: ama ben...
Akıcılık: Sözcüklerin ve cümlelerin kolayca, takılmadan seslendirilebilmesi, söylenebilmesidir. Söylenmesi zor sözcüklerin, birbirine benzer hecelerin tekrarlanıp dur¬ması gibi özellikler akıcılığı zedeler. Yapmacıklık, kapalılık gibi kusurlar akıcılığa za-rar verir. Bunlar cümleler, paragraflar, kısa yazılar için geçerlidir. Romanlarda, öy-külerde. ise cümlelerin yukarıdaki özellikleri taşıması "akıcılık" için yetmeyebilir; yazıda meraklandırıcı unsurların, olayları birbirine bağlamanın önemi büyüktür.
Doğallık: İçinden geldiği gibi, halkın çoğunluğunun kullandığı sözcüklerle ve dilin doğal yapısına uygun konuşmak ve yazmaktır. Karşıtı "yapaylık, yapmacıklık"tır.
"Romanda", durağan ya da devingen nesnelerin kalıcı olmayan görüntülerinin bö¬lümden çıkıntılanması. (Özellikle, halkın diline girmemiş "devingen" ve "çıkıntılanmak" sözcükleri doğallığı zedeliyor.)
Özgünlük (Orijinallik): Anlatımın anlatıcının kendisine ait olması, başka sanatçı¬ları çağrıştıran benzerliklerin bulunmaması, asla kopya ve taklit olmamasıdır. (Di¬van edebiyatındaki "nazire" türü bu konunun dışındadır; çünkü "nazire"de amaçlar¬dan biri de benzetmektir.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı aşağıdan yorumlama biçimi yazan yerden Anonim'i seçip yazabilirsiniz ;)